Gönülden İnciler
  İbni Hazm ve Kıyas
 
Vehhabîler ve Kıyas

Bazı mezhebsizlerin İbni Hazm'dan nakiller yaparak kıyas aleyhine neşriyat yaptıkları görülüyor. Kendilerine bazen "Selefî" diyen Vehhabîlerin kıyas hakkındaki görüşleri Dr. Ebubekir Sifil tarafından şöyle özetlenir:

- Kıyas konusundaki görüşleri : Günümüzde selefiler olarak anılan grup içinde, kıyasın şer'i bir delil sayılamayacağını, çünkü kıyasın, 'Allah'ın dininde şahsi görüş ile hüküm vermek' olduğunu söyleyenler mevcuttur. Oysa fıkıh usulü kitaplarında ayrıntılı bir şekilde açıklandığı gibi, gerek Kur'an ayetleri, gerekse hadisler, vakıa olarak sınırlıdır ve insanlığın karşılaştığı her olayın hükmünün, ayetlerde ve hadislerde zikredilmiş olması mümkün değildir. Kur'an ve Sünnet konusunda biraz malumatı olan herkes bu noktayı kabul ve itiraf eder. Şu halde hükmü Kur'an ve Sünnet'te zikredilmeyen olaylar hakkında yapılabilecek iki seçenek var. Ya bu olaylar hakkında İslam'ın herhangi bir hükmünün ve açıklamasının olmadığını söylemek, ya da karşılaştığımız olayın bizzat kendisi olmasa da, benzeri hakkında Kur'an ve Sünnet'te yer alan bir hükmü, aralarındaki benzerlik dolayısıyla yeni olaya da tatbik etmek. Bu seçeneklerden ilkinin doğru olduğunu söylemek, İslam'ın evrensel olduğunu, bütün zaman ve mekanların problemlerine çözüm getirme özelliğini haiz bulunduğunu inkar etmek demektir. Kıyas'ı inkar eden İbn Hazm, bu iddiası sebebiyle, bırakalım bir 'İslam alimi'ni, aklı başında sıradan bir kimsenin bile gülüp geçeceği şeyler söylemiştir. Mesela Kur'an ve Sünnet’te domuz etinin haram olduğu zikredilmiştir. Ama domuzun yağının haram olduğuna dair ne Kur'an'da, ne de Sünnet'te herhangi bir hüküm yoktur. Sırf bu gerekçeyle İbn Hazm, domuzun yağının haram olmadığını söylemiştir. İşte kıyasın reddedilmesi sonucunda varılacak komik nokta budur.

Kaynak: Dr. E. Sifil, Semerkand Dergisi, Aralık 2003

Kıyâs ve ictihâd, bid'at değildir

İmâm-ı Rabbânî rahimehullah buyuruyor ki:

Resûlullahın sallallahü aleyhi ve sellem sünnetine birşey katmamalı ve Onun Eshâb-ı kirâmına (rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'în) uymalıdır. Çünki, Eshâb-ı kirâmdan herbiri, gökdeki yıldızlar gibidir. Herhangi birine uyan se'âdete kavuşur. Kıyâs ve ictihâd, bid'at değildirler. Çünki bunlar, (Nusûs)un, yanî âyetlerin manâlarını meydâna çıkarmakdadırlar. Bu manâlara başka birşey eklemezler. (Ey akl sâhibleri! İyi anlayınız!) meâlindeki âyet-i kerîme, kıyâs ve ictihâdı emr etmekdedir. (1.cilt, 186. mektubdan)

İctihâd derecesinde olan yüksek âlimler, dînin hükmlerini açığa çıkarmışlardır. Dinden olmıyan şeyleri meydâna çıkarmış değillerdir. Görülüyor ki, ictihâd yolu ile bildirilen hükmler, sonradan meydâna çıkarılmamışlardır. Dinden olan, dînin temeli olan şeylerdir. Çünki, din bilgilerinin temelleri dörtdür. Dördüncüsü, kıyâs yanî ictihâddır. (1.cild, 260.mektubdan)

İbni Hazm Hakkında
 
Adı geçen İbni Hazm hakkında da birkaç iktibas yapalım:

Ebu Amr ibni Salah “İbni Hazm büyük imamları hatalı çıkarmak ve onlara dil uzatmak hususunda pek atılgandır.” diyor (Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, c.10, s.414). Yine İbni Salah, “...İbni Hazm-i Zahiri isabetsizlik etmiş, ve lehviyyatı mübah sayan fasid mezhebini tutturmak için bunlara saplanarak eğlence ve çalgıların haram kılınması hususunda hiçbir sahih hadis bulunmadığına kail olmuş...” demektedir (a.g.e., Mukaddime, s.XXX)

Sadreddin Yüksel hoca da şunları yazıyor:

“Şimdi Zahiriliğin bir elemanından bahsedelim. O da Endülüslü İbn Hazm’dır. Meşhur Dairetü’l-Mearif sahibi Mısırlı M. Ferid Vecdi, Dairetü’l-Mearif’de onun hakkında şöyle yazıyor: (İbn Hazm eski alimlerin aleyhinde çok bulunuyordu. Bunun üzerine kalbler artık ondan nefret etmeye başladılar. Muasır alimlere hedef oldu. Yani alimler ondan nefret edip onun görüşlerini reddetmekte birleştiler. Aynı zamanda dalaletle itham edip kötülediler...İbni Hazm büyük müctehidlere haddinden fazla dil uzatıyordu.) ..." (Makaleler-5, Madve Yayınları, Ekim 1993; s.11, 15, 17)

Ahmed Cevdet Paşa gibi alimlerin başına takriz yazdığı Mahzen-ül Ulum’da da şu bilgiler veriliyor:

“Endülüs alimlerinden İbni Hazm hadis ezberlemekle meşgul iken, zahiriyye mezhebine girdi. Bu mezhebin kitablarını okuyarak, ona tam bağlandı ve zahiriyye mezhebine göre ictihadda bulunduğunu iddia etdi. Zahiriyye mezhebinin imamı Davud-ı Zahiriye bazı meselelerde muhalefet etdi. Dört mezheb alimlerinden bir çoğuna hücum etdiğinden, insanlar ona buğz edip, mezhebini red etdiler. Kitablarını zararlı görerek terk etdiler. Hatta İbni Hazmın yazdığı kitabların satılmasına mani oldular ve bazen de yırtdılar ve yakdılar.” (İlm-i Fıkıh kısmı)

Derleyen: Murat Yazıcı

http://muratyazici.blogspot.com
 
 
  Ziyaretçi Sayısı 38431 ziyaretçi  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol