|
|
|
Orucun ve Ramazan ayının fazileti |
Sual: Ramazan ayının önemi nedir?
CEVAP
Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.
Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.
Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.
Kur’an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.
İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.
Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. 45.m.)
Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.
Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. [Tirmizi]
(Ama dini bir mazeret varsa oruç tutmamak günah olmaz.)
Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesai]
(Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahü teâlâdan bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhari]
(Ramazan orucunu tutup ölen kimse, Cennete girer.) [Deylemi]
(Ramazan ayı gelince, “Ey hayır ehli, hayra koş! Şer ehli, sen de kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]
(Ramazan bereket ayıdır. Allahü teâlâ bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.) [Taberani]
(Ramazan-ı şerif ayı geldiği zaman, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.) [Deylemi]
(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]
(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]
(Ramazan orucu farz, teravih sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai]
(Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ.Mansur]
(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya]
(Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur.) [İ.Ebiddünya]
(İslam, kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]
(Cennetteki güzel köşkler, sözü hoş, selamı çok, yemek yediren, oruca devam eden ve gece namazı kılan kimselere verilir.) [İbni Nasr]
(Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet, duası müstecap ve amelinin sevabı da çoktur.) [Deylemi]
(Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin! Birisi size sataşırsa, ona “Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]
(Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur.) [Hakim]
(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrasına, ancak oruçlular oturur.) [Taberani]
(Allah yolunda bir gün oruç tutanın yüzünü, Allahü teâlâ yetmiş yıl ateşten uzaklaştırır.) [Müslim]
(Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır.) [Müslim]
(Oruçlu iken ölene, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap yazılır.) [Deylemi]
(Oruçlu iken ölen Cennete girer.) [Bezzar]
(Oruç tutan, namaz kılan kimse, mükafatını kıyamette aklı kadar alır.) [Hatib]
(Oruç şehveti keser.) [İ. Ahmed]
Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur. Buğzettiği kul ise; faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Kötü işlerle meşgul olanın bu hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur. (Mev'iza-i hasene)
Resulullah efendimizin rüyası
(Rüyamda acayip şeyler gördüm. Ümmetimden birini azap melekleri yakalamıştı. Aldığı abdestler gelip, onu içindeki zor durumdan kurtardı. Birini gördüm, kabri onu sıkıyordu. Kıldığı namazlar gelip, onu kabir azabından kurtardı. Birine şeytanlar musallat olmuştu. Ettiği zikirler gelip, şeytandan onu kurtardı. Birinin de susuzluktan dili çıkmıştı. Tuttuğu Ramazan orucu gelip, susuzluğunu giderdi.
Birini zulmet sarmıştı. Yaptığı hac gelip karanlıktan çıkardı. Birine ölüm meleği gelmişti. Ana babasına yaptığı iyilikler gelip, ölümüne engel oldu, geciktirdi. Birini Müslümanlarla konuşturmuyorlardı. Sıla-i rahim gelip, ona şefaat etti, onlarla konuştu. Peygamberinin yanına gitmek isteyen birine engel oluyorlardı. Aldığı gusül, onu alıp yanıma getirdi. Ateşten korunmak isteyen birisine, sadakası gelip ateşe perde oldu. Birini zebaniler alıp Cehenneme götürürken, yaptığı emr-i maruf ve nehy-i münker gelip kurtardı. Biri Cehennem ateşine atılmıştı. Allah korkusu ile döktüğü gözyaşları gelip oradan kurtardı.
Birine amel defteri solundan verilirken, Allah korkusu gelip, defterini sağa aldı. Sevapları hafif gelen birine, kendinden önce ölen çocukları gelip, sevabını ağırlaştırdı. Cehennemin kenarında, korkudan titreyen birine, Allahü teâlâya olan hüsnü zannı gelince, titremesi durdu. Sırattan zorla geçen biri, Cennete geldi. Fakat kapılar kapalıydı. Kelime-i şehadeti gelip, onu Cennete koydu.) [Taberani, Hakîm-i Tirmizi]
Sual: Günah işlememize şeytanlar sebep olduğuna göre, Ramazanda bağlı olan şeytanlar nasıl günah işletiyor?
CEVAP
Günah işlememize yalnız şeytanlar değil, kendi nefsimiz de sebep olmaktadır. Nefsin zararı, şeytanınkinden çok fazladır. Nefsin her istediği kendi zararınadır. Ramazanda günah işleten, nefsimizdir. Bu ayda, şeytanlar bağlı olduğu için vesvese veremezler. Ramazanda esnemeler de şeytandan değildir. Asabi esnemeler, yorgunluk, uykusuzluk gibi hallerde meydana gelir. (Mektubat-ı Rabbani)
Oruçluyken ölmek
Sual: Abdestliyken ölen şehit oluyor. Oruçluyken ölene de bir ecir var mıdır?
CEVAP
Evet, ecri büyüktür. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Oruçluyken ölen Cennete girer.) [Bezzar]
|
Orucun farzları |
Sual: Orucun farzı kaçtır?
CEVAP
Orucun farzı üçtür. Bunlar:
1- Niyet etmek.
2- Niyeti, ilk ve son vakitleri arasında yapmak.
3- İmsak vaktinden güneşin batmasına kadar olan zaman içinde, orucu bozan her şeyden sakınmaktır.
Sual: Oruca niyetin vakti ne zaman başlar?
CEVAP
Ramazan ve nafile oruçlara niyetin ilk vakti, güneş battıktan sonra başlar. Son vakti ise, ertesi günü öğleye bir saat kalıncaya kadardır. Kaza ve kefaret oruçlarında ise, akşamdan imsak vaktine kadardır.
Ramazanda oruca niyet ederken, akşamdan imsak vaktine kadar, “Yarın oruç tutmaya”, imsaktan sonra ise “Bugün oruç tutmaya” denir. Yanılıp yanlış söylense de, oruç tutulacak gün bilindiği için mahzuru olmaz. Ramazanda bir aylık oruca toptan niyet edilmez, her gün ayrı ayrı niyet etmek farzdır.
Gece yatarken yemeği yiyip veya yemek yemeden niyet edilse, sonra gece uyanınca, sahura kalkınca yemek yemekte mahzur yoktur. Akşam yemeği yerken niyet etmek iyi olur. Niyetten sonra da, imsak vaktine kadar yiyip içmekte mahzur yoktur. Ramazanda, “Yarın dişim ağrımazsa oruç tutarım, ağrırsa tutmam” diye akşamdan niyet edilse, böyle şüpheli niyet ile oruç tutmak sahih olmaz.
Sual: Bozulursa kefaret olmasın diye, Ramazan orucuna imsaktan sonra niyet etmek caiz mi?
CEVAP
Caizdir, fakat böyle bir şeye lüzum yoktur.
Sual: Ramazanda gece niyet etmeyi unutan ne yapmalı?
CEVAP
Öğleye bir saat kalıncaya kadar niyet edilir. Sahura kalkmak niyettir, oruç tutmak niyetiyle yatmak da niyettir, sahura kalkılmasa da oruca niyet edilmiş olur.
Sual: Takvimlerde yazılı olan imsak ne demektir? Bu vakitte sabah namazı kılınır mı?
CEVAP
İmsak, gecenin bitimi, yiyip içmenin yasak olan vaktin başlaması demektir. Türkiye Takvimi’nde yazılı olan imsak vaktinde, yiyip içmeyi kesmelidir! Türkiye'de, bundan 15-20 dakika kadar sonra sabah namazı kılınabilir! Yanlış takvimlere göre hareket edip de, yiyip içmeye ezan okununcaya kadar devam eden kimsenin, suçu yanlış takvime bulması, kendini mesuliyetten kurtaramaz!
Beyaz iplik, siyah iplik
Sual: Babam oruç tutarken, takvime göre değil, Kur’ana göre hareket ediyor. Siyah iplikle beyaz iplik birbirinden ayrılıncaya kadar yiyip içiyor. Ortalık ağardığı için şüpheleniyorum. Doğru mu?
CEVAP
Bekara suresindeki, (Beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyip için) mealindeki 187. âyetindeki iplikler, gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığıdır. Âyet-i kerimenin anlamı, (Gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığı, iplik gibi birbirinden ayrılıncaya kadar yiyip için) demektir. Bu âyet-i kerimeyi duyan bir zat, (Ya Resulallah, ben gündüzün geceden ayrıldığını öğrenmek için yastığımın altına bir beyaz iplik ile bir siyah iplik koydum. Fakat gecenin bitişini yine de tespit edemedim) dedi. Bunun üzerine, Peygamber efendimiz, (O iplikler, gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığıdır) buyurdu. Eğer Peygamber efendimiz açıklamasa idi, beyaz ipliğin aydınlık, siyah ipliğin karanlık olduğunu nereden bilecektik? Kur’an-ı kerimden anladığımıza uyarak, gencin babası gibi, bilhassa bulutlu havalarda, daha ortalık karanlık diye, güneş doğana kadar yiyip içerdik.
|
Orucu bozan şeyler |
Sual: Ramazan orucunu bozan şeyler nelerdir?
CEVAP
Ramazan orucunu bozup, yalnız kaza gerektiren şeyler şunlardır:
1- Boğaza kar ve yağmur kaçması,
2- Astım spreyi kullanmak,
3- Zorla bozdurulmak,
4- Burna sıvı ilâç koymak,
5- Burna kolonya çekmek, [Koklamak bozmaz.]
6- Mukimken başladığı orucu, seferde bozmak,
7- Ud ağacını, amberle tütsülenip dumanını çekmek,
8- Başkasının içtiği sigara dumanını isteyerek çekmek,
9- Kulağın içine ilâç damlatmak, kulağı ilaçlı suyla yıkamak,
10- Derideki yaraya konan ilâcın sindirim yoluna girmesi,
11- Vücuda ilaç şırınga etmek,
12- İsteyerek, zorlayarak ağız dolusu kusmak,
13- Dişi kanayanın ağzındaki kanı yutması veya tükürükle eşit miktarda karışık kanı yutması,
14- İmsak vakti bittiğini bilmeden yiyip içmek,
15- Güneş battı zannederek orucunu bozmak,
16- Dişlerin arasında kalan nohut kadar şeyi yutmak,
17- Burna çekilen suyun ağızdan çıkması,
18- Abdest alırken boğaza su kaçması,
19- Kâğıt, taş, pamuk, ot, pişmemiş pirinç gibi ilaç ve gıda olmayan şeyi yutmak,
20- Makattan fitil kullanmak,
21- Oruçlu olduğunu unutup yediğinde, orucu bozuldu sanarak, bilerek yemeye devam etmek,
22- İmsak vaktinden sonra niyet edenin, gün içinde orucunu bozması,
23- Denize girince veya guslederken vücudun içine su girmesi, [Hanbelî’de bozmaz.]
24- Dil altına konan ilacı emmek,
25- Makata konan pamuğun veya başka şeyin hepsinin içeri girmesi,
26- Basur memesinin, taharetlendikten sonra, ıslak olarak içeriye girmesi,
27- Mastürbasyon yapmak,
28- Vücuda giren ultrason veya endoskopi cihazında ilaç, merhem olması,
29- Lavman yaptırmak, [Maliki’de bozmaz.]
30- Özel olarak su buharı teneffüs etmek,
31- Yaş parmağı, ön veya arka tarafa sokmak, [Hanbelî’de bozmaz.]
32- Burundan genze giden kanı yutmak,
33- Açlığa veya susuzluğa dayanamayarak orucu bozmak.
34- Oruçluyken taharette mübalağa edip içeriye suyun kaçması.
35- Bayılanı ayıltmak için veya uyuyanın ağzına su akıtmak.
36- Seferde iken kasten orucunu bozana kefaret gerekmez, sadece kaza gerekir. Çünkü seferde oruç tutmak farz değildir.
37- Kasten orucunu bozan, sonradan oruç tutmamayı mubah kılacak bir hâl başına gelse, mesela kadının hayzı başlasa yahut oruç tutamayacak kadar hastalansa yalnız kaza gerekir. Fakat orucunu bozup sefere çıksa, kefaret gerekir; çünkü sefere çıkmak semavi bir özür değildir.
|
Orucu bozmayan şeyler |
Sual: Orucu bozmayan şeyler nelerdir?
CEVAP
Bazıları şunlardır:
1- Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içmek,
2- Ağzına gelen kusuntunun geri gitmesi,
3- Çatlak dudağa veya eldeki yarığa, krem, tentürdiyot, kolonya veya oksijenli su sürmek. [Açık yaraya sürülen merhemin, içeri sızdığı iyi bilinmedikçe orucu bozmadığı, S. Ebediyye'de bildirilmektedir. İyi bilmek, zanla olmaz. Kesin bilmek gerekir. Kesin bilinmeyince bozar denilemez.]
4- Oksijen tüpüyle suni hava vermek,
5- Orucu bozmaya niyet edip de bozmamak,
6- İstemeyerek ağız dolusu kusmak,
7- Boğaza toz, duman vs. kaçması,
8- İsteyerek, zorlayarak biraz kusmak,
9- Göze ilaç damlatmak, ıslak lens takmak,
10- Gıybet etmek,
11- Rüyada ihtilâm olmak,
12- Diş çukuruna ilâç koymak,
13- Çiçek, kolonya veya parfüm koklamak, deodrant kullanmak,
14- Morfinsiz, iğnesiz diş çektirmek,
15- Yutmadan yemeğin tadına bakmak,
16- Başkasının içtiği sigara dumanı veya yerdeki tozun, sakındığı hâlde ağza, burna girmesi,
17- Diş çektirince gelen tükürükten az kanı yutmak,
18- Ağzını yıkadıktan sonra, kalan yaşlığı tükürükle yutmak,
19- Dişleri arasında kalan nohuttan küçük olan şeyi yutmak,
20- Hacamat olmak, kan aldırmak,
21- Kulağına su kaçması,
22- Uyanıkken, sadece bakarak cünüp olmak,
23- Misvak kullanmak, macunsuz diş fırçalamak,
24- Gusletmek, banyo yapmak,
25- İdrar yoluna pamuk koymak, [Şafii’de bozar.]
26- Sağlam deriye ilaç, krem, her çeşit yakı, sigara bandı, tokluk bandı koymak,
27- Yaraya imsak vaktinden önce konan sıvı ilacın, imsak vaktinden sonra emilmesi,
28- Yaradan çıkan kan, irin ve benzerlerinin tekrar içeri girmesi,
29- Arı sokması,
30- Dudaktaki yaşlığı yutmak,
31- Banyoda oluşan su buharını teneffüs etmek,
32- Kuru parmağı, ön veya arka tarafa sokmak, [Şafii’de bozar.]
33- Ele iğne batıp, kırığının içinde kalması,
34- Evi haşere için ilaçlayan, ister istemez ilacı teneffüs etse, orucu bozulmuş olmaz; çünkü sakınmak zordur,
35- Kulağa sabunlu su kaçırması,
36- Kulağa pamuklu çubuk sokmak, [Şafii’de bozar.]
37- Kulağa damlatılan yağın burundan çıkması, [Ağızdan çıkarsa bozar.]
38- Kanayan yere, kanın durması için kan taşı sürmek,
39- Ağza gelen yemeği, balgamı, kusmuğu veya baştan burna gelen akıntıyı yutmak,
40- Ağza su alıp çalkalamak veya ağzı yıkadıktan sonra ağızda kalan yaşlığı tükürükle yutmak,
41- Hanımını öpenin orucu bozulmaz. Öperken şehvetlenip cünüp olursa bozulur.
|
Mehmed Ali DEMİRBAŞ // www.dinimizislam.com
Sual: Orucu bozup kefaret gerektirenler nelerdir?
CEVAP
Şunlardır:
1- Oruçlu olduğunu bilerek yiyip içmek,
2- Cinsel ilişkiye girmek,
3- Ramazanın bir gününde, kaza gereken bir şey yaparak orucunu bozan, bu ramazanın başka gününde de bu şeyi, nasıl olsa kefaret gerektirmiyor diyerek, kasıtla yine yapmak,
4- Sigara içmek,
5- Gıybet, sürme çekmek ve kan aldırmak gibi, orucu bozmadığı iyi bilinen şeyden sonra, oruç bozuldu sanarak, yiyip içmek.
Sual: Oruç kefareti var mıdır?
CEVAP
Elbette vardır. Geceden niyetli orucunu, kasten bozana kefaret lazım geldiği din kitaplarının hepsinde yazılıdır. Kütüb-i sitte isimli meşhur altı hadis kitabından Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai'de mevcuttur. En kıymetli bu beş hadis kitabına inanmayan eğer misyoner değilse cahil veya hain birisidir. Hazret-i Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiği hadis-i şerif şöyledir:
Bir kimse, Peygamber efendimize gelerek, (Helak oldum ya Resulallah) dedi. Peygamber efendimiz, ne olduğunu sordu. O da Ramazan orucunu kasten bozduğunu söyledi. Peygamber efendimiz, bir köle azat etmesini bildirdi. Kölesi olmadığını bildirince, aralıksız iki ay oruç tutmasını emretti. Bunu da yapamayacağını bildirince, fakir doyurmasını bildirdi.
İslam âlimleri de, geceden niyetli orucunu bir mazeretsiz kasten bozan kimsenin kefaret olarak, varsa bir köle azat etmesini, yoksa peş peşe 60 gün oruç tutmasını, oruç da tutamazsa, 60 fakiri doyurmasını bildirmişlerdir. (Redd-ül Muhtar)
Peygamber efendimizin bildirdiği hükmü kabul etmeyen, Allahü teâlânın emrini kabul etmemiş olur. Çünkü Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
Sual: Oruç kefareti nasıl tutulur?
CEVAP
Oruç kefareti için peş peşe, 60 gün oruç tutar. 60 gün sonra, tutmadığı her gün için, birer gün daha tutar. Birkaç Ramazanda kefaretleri olan veya bir Ramazanda, 2 gün kefareti olan kimse, birinci kefareti yapmamış ise, ikisi için yalnız bir kefaret yapar. Birinci kefareti yapmış ise, ikinci kefareti de, ayrıca yapar.
Kefaret orucu, hastalık, yolculuk gibi bir özür ile veya bayram günlerine rastlamak sebebi ile bozulursa veya Ramazana rastlarsa, yeniden 60 gün tutmak gerekir. Bayram günlerinde bozmazsa, yine yeniden başlaması gerekir. Hayz ve nifas sebebi ile bozunca, yeniden başlamaz. Temizlenince, geri kalan günleri tamamlar.
Ramazanda mazeretsiz oruç tutmamak haramdır, büyük günahtır. Önce, tutulmayan oruçlar için tevbe edilir. Sonra gününe gün, yani kaç gün tutulmamışsa o kadar gün kaza orucu tutulur. Bir kimse, Ramazan ayında 30 gün oruç tutamasa, tutamadığı gün kadar kaza orucu tutar. Bu oruçlara kefaret gerekmez. Kefaret, oruç tutmamanın değil, niyetli iken Ramazan orucunu kasten bozmanın cezasıdır. Çok yaşlanıp, ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kaza oruçlarını tutamayacak ihtiyar ve iyi olmasından ümit kesilen hasta, gizli olarak yiyip içer! Hadis-i şerifte, (Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya iyi olmasından ümit kesilen hasta fidye verir) buyuruluyor. Çok yaşlı olup oruç tutamayan kimse, zengin ise, her günün orucu için fidye verir. Fakir olan fidye vermez, dua eder.
Fidye olarak, her gün için bir fıtra miktarı un, hurma veya üzüm verilir. Mesela 30 gün oruç için 53 kg un veya 105 kg hurma veya üzüm verilmesi kâfidir. Yahut bu kadar unun kıymeti kadar altın veya gümüş para, tutulamayan otuz gün orucun fidyesi olarak, bir veya birkaç fakire, Ramazanın başında veya sonunda verilebilir. Fakir, aldığı fidyeyi kendisi kullandığı gibi, başka birine de verebilir. Fidye verdikten sonra, oruç tutabilecek hâle gelen kimse, tutamadığı oruçlarını kaza eder. (Nehr-ül-fâık)
Hastalık, yaşlılık gibi bir özürden dolayı Ramazan orucunu tutamayan zenginin, bu durumu ölünceye kadar devam etse, fakirlere yemek verilmesini vasiyet eder. Velisi de; onun tutamadığı her oruç için, fakire bir fıtra veya değerini verir. (Bedâyi)
Sual: Devamlı hasta veya çok yaşlı olup, kefaret orucunu tutamayan ne yapar?
CEVAP
Devamlı hasta veya çok yaşlı olup, 60 gün kefaret orucunu tutamayan kimse, 60 fakiri sabah akşam veya öğle akşam olmak üzere, bir günde iki kere doyurur. Hepsinin aynı günde yemeleri şart değildir. Bir fakiri her gün iki defa doyurmak üzere 60 gün veya her gün bir defa doyurmak üzere 120 gün yedirmek de olur. Yahut 60 fakirin her birine, bir fıtra miktarı, fıtra olarak verilen ürünlerden birini verir. Yahut bunların kıymeti kadar ekmek, başka mal veya altın vermek de caizdir. Kendisini doyurması için fakire kâğıt para da verilebilir. Fıtra miktarı ürün veya mal, bir fakire 60 gün devamlı verilir. 60 günlüğü, bir fakire bir günde toplu verilirse, bir günlük verilmiş olur. Buna dikkat etmek gerekir. Diyelim ki, sabah akşam iki ekmek yiyorsa, her gün iki ekmek vermek gerekir. 120 ekmek bir seferde verilirse, bir günlük verilmiş olur.
Sual: Diş tabibi bir bayan, (Unutarak da yense, oruç bozulur. Bozulmaz diye bir âyet yok) diyor. Dinimizde Kur’andan başka kaynak yok mu?
CEVAP
Bir kimsenin, kendi uzmanlık sahasının dışında bir uzman gibi konuşması elbette uygun olmaz. Kur’an-ı kerimin çeşitli yerlerinde, (Yalnız Allah’a uyun) denmiyor, (Allah’a ve Resulüne uyun) buyuruluyor. Sonra Resulullaha uymak Allah’a uymaktan farklı değildir. Kur’an-ı kerimde, (O, [Resulullah] vahyedilenden başkasını söylemez) buyuruluyor. (Necm 3)
Bu âyet-i kerime, Peygamber efendimizin din hakkında bildirdiklerinin Allahü teâlânın vahyettiğinden başka olmadığını bildirmektedir. Ayrıca, (Peygamber size neyi verdiyse [neyi emretmişse] onu alın, neyi yasakladıysa ondan da sakının) buyurulmaktadır. (Haşr 7)
Demek ki Allahü teâlânın Kur’an-ı kerimde açıkça bildirmediği hususlar var ki, (Peygamberin emrettiklerini yapın, yasakladıklarından sakının) buyuruluyor. Mesela namazları nasıl kılacağımızı Kur’andan bulamayız. Kaç rekat olduğunu da bulamayız. Hangi rekatta neleri okuyacağımızı da bulamayız. Yanılırsak, ne yapacağımızı da bulamayız. Nerede buluruz? Peygamber efendimiz namazı nasıl kılmışsa öyle kılarız. Hangi rekatlarda neleri okumuşsa veya neleri okuyun buyurmuşsa öyle yaparız. Yanılma secdesini de Onun bildirdiği gibi yaparız. Orucu bozan ve bozmayan çok şey vardır. İğne orucu bozar mı, hayz halinde oruç tutmak gerekir mi? Orucun farzları nelerdir? Bunları Peygamber efendimizden öğreniriz. Biz Peygamber efendimizin emrine uyarsak, başka bir kitaptan mı okumuş oluruz? Sünnetler Kur’andan başka değildir. Allahü teâlâ, Resule uymamızı emrediyor. Allah’ın bu emrine uymamız niye anormal karşılanır ki?
Dârimi’nin bildirdiği hadis-i şerifte, Allah’ın emri ile, Cebrail aleyhisselam, Kur'an-ı kerimi getirdiği gibi, açıklaması olan sünneti de getirmiştir. Hadis-i şerifte de, (Peygamberin haram kılması, Allah’ın haram kılması gibidir) buyuruluyor. (Tirmizi)
Tabibe hanımın, (Unutarak da yense, oruç bozulur. Bu konuda bir âyet yok) demesi yanlıştır. Âyette olmayanlar sünnette bildirilmiştir. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Oruçlu iken unutarak yiyip içen kimse, orucuna devam etsin, Çünkü onu Allahü teâlâ yedirip içirmiştir.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai]
(Oruçlu kimse, unutarak yiyip içerse, ona kaza gerekmez.) [Dare Kutni]
Âyetleri herkes kendine göre yorumladığı için 72 sapık fırka meydana çıkmıştır. Peygamber efendimizin açıklamasına uyulsa idi, bu ayrılıklar olmazdı. Ayrılıklar, Peygamber efendimize uyulmamaktan ileri gelmektedir. Herkes Peygamber efendimizin açıklamasını esas alsa, ayrılık olmaz.
Sual: Yazarın birisi; (Her ne kadar hadislerde hayzlı ve nifaslı kadınlar namaz kılamaz, oruç tutamaz, Kur’ana dokunamaz deniyorsa da, namaz kılmasında, oruç tutmasında ve Kur’ana dokunmasında sakınca yoktur. Bu hadisler dinin ruhuna aykırıdır. Bir de kütüb-i sitte denilen altı hadis kitabında, kasten orucu bozanlara, ceza olarak 61 gün oruç tutmaları gerektiği bildiriliyorsa da, bu da Kur’anın ruhuna, dinin temel prensiplerine aykırıdır. Çünkü ceza işlenen suça uygun olmalıdır. Bir gün oruç yiyene, 61 gün oruç tutturmak zulüm olur) diyor.
Bahsettiği hususlarda açıklama yapar mısınız?
CEVAP
Dinimizde delil dörttür: Kitab, Sünnet, İcma ve Kıyas-ı fukaha. Bir hüküm için bu delillere bakılır. Hem kütüb-i sittedeki hadislerde var diyor, hem de, bu hadisler dinin ruhuna aykırıdır diyor. Önce hadis dinde delil midir değil midir, bunu kasten bildirmiyor. Sonra bu hadisler uydurma mıdır, yoksa sahih midir? Bunları da kasten söylemiyor. Uydurma demesine imkan yok. Çünkü kütüb-i sitte denilen en kıymetli altı hadis kitabındaki hadisler, bütün âlimlerce sahihtir. Mezhepsiz olmayan bir kimse, bu kitaplardaki hadis-i şeriflere uydurma diyemez. Yazar açıkça, Peygamber Kur’anın ruhuna aykırı konuşmuş demek istiyor. Zaten mezhepsizler, anlayamadığı hadis-i şeriflere, (Uydurma veya Kur’anın ruhuna aykırı) damgasını basarlar.
Yazar oruç tutmamakla, kasten orucu bozmayı birbirine karıştırıyor. Kefaret oruç tutmamanın cezası değildir. Orucu kasten bozmanın cezasıdır. Bir adamı yanlışlıkla öldürmekle, kasten öldürmenin cezası aynı olur mu? Hatta öldürmek niyetiyle kurşun sıksa, öldüremese bile, öldürmüş gibi ceza verilir. Ama kazaen öldürenin cezası hafiftir. Orucu kazaen bozmak ile, hiç niyet etmeden oruç tutmamak ve kasten niyetli orucu bozmak arasında çok fark vardır.
Sanki yazar, Kur’anın ruhunu, dinin temel prensiplerini biliyormuş gibi konuşuyor. Kur’an-ı kerimde, imanla ölenlerin yarın ahirette sonsuz olarak Cennette, imansız ölenlerin ise Cehennemde sonsuz olarak kalacağı bildirilmektedir. Bir kimse, 50 veya 100 yıl yaşıyor, yüz yıllık iyi işlerine karşı sonsuz olarak Cennette kalıyor. Bir kimse de 100 yıl günahına ve küfrüne karşılık bin yıl, milyar yıl, trilyon yıl değil, sonsuz olarak Cehennemde kalıyor. Bu dinin ruhuna aykırı olmadığına göre, orucu kasten bozmanın cezasının da 60 gün olması, dinin ruhuna aykırı olmaz. Bir gün orucu kasten bozmanın cezası 61 değil, 60 gündür. Bir gün de bozarak tutmadığı orucun kazasıdır.
Peygamber efendimizin ve Eshab-ı kiramın hanımlarında da, yıllarca hayz ve nifas hâli olmuştur, onlar namaz kılmamış, oruç tutmamıştır. Peygamber efendimiz ve Eshab-ı kiram Kur’anın ruhuna aykırı mı hareket ediyorlardı? Hazret-i Âişe’nin naklettiği hadis-i şerifte, hayzlı iken tutulamayan orucu kaza etmek gerektiği, kılınmayan namazları kaza etmek gerekmediği bildirilmiştir. (Buhari)
Hadis-i şerifte, (Hayzlı Kur'andan birşey okuyamaz) buyuruldu. (Tirmizi)
14 asırdır gelen yüzlerce müctehidler ve âlimler, bu meseleleri bilememiş de, birkaç mezhepsiz bunların dinin ruhuna aykırı olduğunu nasıl söyleyebilir ki?
Bu ve benzeri çıkışlar, dini bozarak, yozlaştırarak yıkmak için yapılan sinsi bir oyundur. 14 asırdan beri din kitapları ne yazıyorsa onlara uymalı, türedilere itibar edilmemelidir.
Sual: Bir bayan kefaret orucu tutması gerekirse ne yapar? Biz 60 gün peş peşe tutamayız ki, menopozu mu bekleyeceğiz?
CEVAP
Bayanlar âdet dönemlerinde oruç tutmaz, ondan sonra devam ederler. Menopozu beklemezler.
Sual: Gıybet edince, kan aldırınca orucu bozulmadığı halde, oruç bozuldu sanıp yiyip içen kimseye kefaret gerekir mi?
CEVAP
Evet. Yiyip içmek için zaruret yoktu. Bozuldu mu diye, bilen birine sormak gerekirdi.
Sual: Ramazan günü ağız dolusu kusan veya ihtilam olan kimse, orucum bozuldu sanarak yiyip içerse kefaret gerekir mi?
CEVAP
Bunların orucu bozmadığını bilmiyorsa kefaret gerekmez. Fakat bu hallerin orucu bozmayacağını öğrenmiş ise, buna rağmen yiyip içmişse kefaret gerekir. Gıybet, kadınlara bakmak, sürme çekmek ve kan aldırmak gibi, orucu bozmadığı iyi bilinen şeyden sonra, oruç bozuldu sanarak, yiyip içilirse kefaret gerekir. Önceden bunların orucu bozmadığını bilip bilmemesi fark etmez. Her tarafa yayılan şeyi bilmemek özür olmaz, kefaret gerekir. (Redd-ül muhtar)
Sual: 5 gün kaza borcu ve kefaret borcu bulunan oruçlarını nasıl tutar, 65 günü ara vermeden tutması lazım mı?
CEVAP
Hayır 60 gün oruç tutar. Kalan beş günü de istediği zaman tutar. Yani aralıklı tutabilir. Ama 60 gün aralıklı olmaz peş peşe olur.
Sual: Hastalığım artar diye orucumu bozdum. Ama artmadı. Kefaret mi gerekir?
CEVAP
Kefaret gerekir. Çünkü hastalık artmamış.
Sual: Oruçlu, bir anda çok tuz yese, kefaret gerekir mi?
CEVAP
Kaza gerekir. Az tuz yerse kefaret gerekir.
Sual: Oruç kefareti için 60 günlük parayı alan, 40 günlüğünü yese, 20 günlük parayı da başka fakire verse, kefaret parasını verenin bundan haberi olmasa, kefaret ödenmiş olur mu?
CEVAP
Başkasına da verebilirsin denmiş ise caiz.
Sual: Oruç kefaretini alan şahsın, ara vermeden yemesi mi lazım?
CEVAP
Oruçta ara verilmez, doyurmakta ara vermek caiz.
Sual: Önce kefarete sebep olan orucu kaza etmek caiz mi?
CEVAP
Önce kefareti, sonra kazasını yapar.
Sual: Ömürde bir kere kefaret tutmak lazım mı?
CEVAP
Hayır. Fakat ihtiyaten tutmak caizdir. Ancak (Kefaret tutmak gerekir) diye tutmak bid’attir.
Sual: Kefaret orucu tutarken her gün için ayrı niyet lazım mı?
CEVAP
Ayrı niyet lazımdır.
Sual: Kefaret orucu tutamayan kalb hastası ne yapar?
CEVAP
Devamlı hasta hükmündedir.
Sual: (İyi olursam kefaret orucu tutacağım) diye adakta bulunmak sahih midir?
CEVAP
Hayır sahih olmaz.
Sual: Beş oruç kefaretim var. Hepsi için niyet ederek bir kefaret tutsam hepsini tutmuş sayılır mıyım?
CEVAP
Evet.
Sual: Kefaret orucu tutan bir kimse saatlerin geri alındığı günü saatte yanılıp imsak bittikten sonra orucu bozacak bir şey yapsa hükmü ne olur? Kefaret yeniden mi başlatılmalı?
CEVAP
Evet yeniden başlanır, eski oruçlar nafile olur.
Sual: Kaza ve kefaret orucunun yılını bilmeyen ne yapar?
CEVAP
İlk kazaya kalmış olan diye niyet eder.
Sual: Ramazanda imsak bitmedi sanıyordum, ilişkide bulunduk. İmsakın bitmiş olduğunu sonradan öğrendim. Ama eşim imsak vaktinin bittiğini biliyormuş. Bize kaza mı kefaret mi gerekir?
CEVAP
Bilmediğin için sana kaza gerekir, eşiniz bildiği için ona kefaret gerekir.
Sual: Bir hoca, (Hanımı ile ilişkide bulunmak orucu bozmaz) dedi. İlişki orucu bozmaz mı?
CEVAP
Bunu bir hocanın söylemesi mümkün değildir. Muhakkak bir yanlış anlama vardır. Cahil bir kimse bile böyle şey söylemez. İlişkide bulunmak orucu bozar ve kefaret gerekir. (Dürer)
Şafii mezhebinde, ilişkide bulunan erkeğe kefaret gerekir, hanıma ise kefaret gerekmez, fakat yine orucu bozulmuş olur, sadece kaza gerekir. (Tuhfe)
İlişkide kefaretin gerçekleşmesi için şu şartların bulunması gerekir:
1- Ramazan orucunu bozmuş olması gerekir. Ramazan orucunun kazasını tutarken veya başka oruç tutarken, bozana kefaret gerekmez.
2- Ramazan orucuna imsaktan önce niyet etmiş olmalıdır. İmsaktan sonra oruca niyet ederse veya hiç niyet etmeden ilişkide bulunursa, haram işlemiş olursa da, yalnız kaza gerekir.
3- Kasten ilişkide bulunmuş olmalıdır. Eğer unutarak ilişkide bulunmuşsa, kefaret gerekmediği gibi, oruç da bozulmuş olmaz, unutmak özür olur. Kefaret, orucu bozmanın değil, mübarek Ramazan-ı şerif ayının hürmet ve namus perdesini yırtmanın cezasıdır.
4- İlişki, imsak vaktinden sonra yani gündüz olmalıdır. Eğer imsak vaktine daha var zannı ile ilişkide bulunduktan sonra, imsak vaktinin geçmiş olduğunu anlarsa, kasten orucunu bozmadığı için sadece kaza gerekir, kefaret gerekmez.
5- İlişkiden sonra oruç tutamayacak kadar hasta olan kimseye kefaret gerekmez. Bunun gibi bir kadın ilişkide bulunduktan sonra, hayz hâli vuku bulursa, yine kefaret gerekmez.
6- Kefaret olması için, ikamet ettiği yerde orucunu kasten bozmuş olmalıdır. Eğer seferde iken bozarsa, kaza gerekir. Çünkü seferde oruç tutmak farz değildir. Seferde oruç tutmayan kimse, sonra kaza eder.
7- Karı-koca kendi arzuları ile ilişkide bulunmuş olmalıdır. Mülci ikrah ile zorlanırsa, kefaret gerekmez. İkrah, bir insanı, istemediği bir şeyi yapması için, haksız olarak zorlamak demektir. Birini zorlamanın ikrah olması için şu dört şart gerekir:
Zorlayan kimsenin, korkuttuğu şeyi yapabilecek kuvvette olması, zorlananın korkutulan şeyin muhakkak yapılacağını bilmesi, korkutulan şeyin, ölüm veya bir uzvun kesilmesi veya üzücü bir şey olması, zorlanan şeyin, yapılmaması gereken bir şey olması gerekir. (İbni Âbidin, Dürer-ül-hükkâm)
Bazı kimseler de, mastürbasyonun orucu bozmadığını, bazıları da bozduğunu ve kefaret gerektiğini söylüyorlar. Bunların ikisi de yanlıştır. Mastürbasyonun orucu bozduğu, fakat sadece kaza gerektiği, Hindiyye, Bahr ve Dürr-ül-muhtar ve diğer fıkıh kitaplarında yazılıdır. Bir Ramazanda iki defa mastürbasyon yapana kefaret de gerekir. Çünkü Ramazanın bir gününde, kaza gereken bir şey yaparak orucunu bozan kimse, başka gününde de bu şeyi kasıtla yine yaparsa, kefaret de gerekir.
Sual: Rahmetli babaannem, gençliğinde ilk bebeğini emzirirken, uyumuş, çocuk da nefes alamadığı için ölmüş. Kefaret olarak 60 gün oruç tutmuş. Yaptığı doğru mu idi?
CEVAP
Evet yaptığı doğrudur. Eğer bir de, bebeğin velisi olan dedenizden af dilemiş idiyse mesele kalmamış olur.
Yüksekten üstüne düşerek veya uyuyan kimsenin yuvarlanarak [veya motorlu vasıtaların çarpıp çiğneyerek] hata ile bir kimseyi öldürmesi halinde kefaret de verilir.
Sual: Kefareti olmayan kimsenin de kefaret orucu tutması caiz midir?
CEVAP
Evet. Bilmediği bir kefareti varsa, bunu ödemiş olur. Kefareti yoksa, tuttuğu oruçlar nafile olur. (Ömründe bir defa kefaret orucu tutmak gerekir) demek yanlıştır. Kefareti olmayanın kefaret tutması gerekmez.
Sual: Kefareti olan bir kimse önce kefareti tutup sonra kazasını mı tutmalıdır?
CEVAP
Evet. Kefaretten önce kazası yapılmaz.
Kefaret 60 gündür
Sual: Oruç kefareti hakkında hadis var mıdır?
CEVAP
Oruç kefareti hakkındaki hadis-i şerif şu mealdedir:
Hazret-i Ebu Hüreyre anlatır:
Bir kimse gelip, şöyle dedi:
- Helak oldum, ya Resulallah!
- Seni helak eden nedir?
- Ramazanda ailemle beraber oldum, orucum bozuldu.
- Bir köle azat etmen gerekir.
- Kölem yok.
- Kölen yoksa, aralıksız iki ay oruç tutman gerekir.
- İki ay oruç da tutamam.
- Altmış fakire birer fıtra vermen gerekir. (Un olarak 53 kg ediyor)
- Bunu da bulamam.
Bu arada Resulullaha bir sepet kuru hurma getirmişlerdi. Adama buyurdu ki:
- Al şunları fakirlere sadaka olarak dağıt!
- Kime vereyim ya Resulallah? Vallahi bu şehirde bizden daha fakiri yoktur. İzin verirseniz bunları aileme götüreyim.
Resulullah mübarek dişleri görünecek kadar güldü. Sonra buyurdu ki:
- Götür onlara yedir. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, İbni Mace)
Kütüb-i sittedeki bu sahih hadis-i şerifi ilmen inkâr etmek mümkün değildir.
Sual: Bir kadın, 60 günlük kefaret orucunu tutarken, hayzı başlasa ve kefaret orucuna ara verse, sabah kalktığında da, âdet müddeti ile birlikte, hayzı da, bitmiş olsa, fakat imsak vaktinden sonra yiyip içse, kefaretine devam edebilir mi?
CEVAP
Hayzı bittiği halde, kefaret orucuna devam etmediği için, kefaret orucuna baştan başlaması gerekir. Hayzın bitme ihtimali olduğu zaman, o gün imsak vaktinden önce niyet etmeli, hayzı bitmişse kefarete devam eder. Hayzı bitmemişse, o günkü orucu bozulmuş olur. Böyle yapmak ihtiyatlı olur.
Sual: Oruçlu iken, çiğ pirinç tanesi veya küçük bir kâğıt parçası yutulunca yahut imsak vaktinden sonra niyet edip, kasten yiyip içilirse, kefaret gerekmiyor. Kefaret gerekmiyor diye orucu bu şekilde bozmak uygun mudur?
CEVAP
Kefaret gerekmese de, keyfi olarak, mazeretsiz orucu bozmak haramdır. Bu bildirilenler, ancak orucu bozmak için geçerli bir mazeret varsa yapılabilir. Mesela, bir kimse orucun kendisine zarar vereceğini, tecrübesi ile anlayamamışsa, belki kefaret gerektirebilir diye bu şekilde bozması, iyi olur.
Kefaret 60 gündür
Sual: Tam İlmihal’de, (Oruç kefareti için, peş peşe 60 gün oruç tutmak gerekir) deniyor. Peş peşe iki kameri ay oruç tutulsa, ayın birisi 29 çekse, toplam 59 gün tutulsa, kefaret yerini bulmaz mı?
CEVAP
Bu devirde hilali gözetleyen dini bir kurum yoktur. Gözetlenmeden takvime bakarak iki hicri ay oruç tutulursa, iki ayın toplamı 59 gün olursa, kefaret sahih olmaz. İmam-ı a’zam hazretleri, (60 gün oruç tutmak gerekir) buyuruyor. Günümüzde hilali gözetleme işi, sağlıklı bir şekilde yapılmadığı için, 60 gün peş peşe oruç tutmak gerekir. İhtiyatlı olan da budur. (Mebsut, Redd-ül-muhtar)
Kefaret bayrama rastlarsa
Sual: İlmihal yazan biri, (Kefaret orucu bayramlara rastlasa da, kefarete devam edilir) diyor. Bayram günü tutulan kefaret oruç sahih olur mu?
CEVAP
Belki milli bayram denilen günleri kastetmiş olabilir. Kefaret orucu olsun, nafile, adak veya kaza orucu olsun, Ramazan bayramının birinci, Kurban bayramının da dört günü oruç tutmak haramdır. Din kitaplarında bildiriliyor ki:
Kefaret orucu, hastalık, yolculuk gibi bir özürle veya bayram günlerine rastlamak sebebiyle bozulursa veya Ramazana rastlarsa, yeniden altmış gün tutmak lazım olur. Bayram günlerinde bozmazsa, yine yeniden başlaması lazım olur. Kadın, hayz ve nifas sebebiyle bozunca, peş peşe altmış gün tutamayacağı için, yeniden başlamaz. Temizlenince geri kalan günleri tutarak, altmışı tamamlar. Yemin kefareti olan ise, üç gün peş peşe tutulacak orucu bu sebeple bozan kadının da, üç günü, yeniden tutması lazım olur; çünkü peş peşe üç gün oruç tutabilir. Recebin birinci günü kefaret orucuna başlayıp, Şaban ayının sonunda, altmış günü tamam olmasa, üç günlük [104 kilometreden fazla] yola gitmeye niyet ederek vatanından çıkar. Seferdeyken, Ramazanın birinci günü, kefaret orucuna niyet ederse kefareti sahih olur. (Eşbah)
Seferde oruç tutmayıp kazaya bırakmak caiz olduğu için, böyle bir usulle caiz olur.
Oruç tutulması yasak edilen günlerde vacib orucun edası caiz değildir. (Kuhistani)
Bir kimse, seferde ve hastalık günlerinde oruç tutmuş olsa, geçerli sayılır; [bayram gibi] oruç tutulması yasak edilen günlerde oruç tutarsa geçersizdir. (Redd-ül muhtar)
Oruç kefareti
Sual: Oruç kefareti için fakire bir defada 60 günlük yemek parasını verip her gün yemesini söylemek caiz olur mu?
CEVAP
Caiz olmaz. 60 fakiri, bir günde iki defa doyurmak gerekir. Yahut bir fakiri her gün iki defa doyurmak üzere 60 gün veya her gün bir defa doyurmak üzere 120 gün yedirmek de olur.
Mehmed Ali DEMİRBAŞ // www.dinimizislam.com
Sual: Oruç tutmamayı mubah kılan özürler nelerdir?
CEVAP
Oruç tutmamayı mubah kılan özürler şunlardır:
1- Hastalık: Hasta olan veya oruç tutunca hastalığı artan kimse, oruç tutmaz veya tutuyorsa bozabilir. Hastaya bakan da, hasta hükmündedir. Hastaya bakmak için sıkıntıya girerse, oruç tutmayabilir.
2- Sefer: 104 km uzağa giden kimse, 15 günden az kaldığı yerde seferi olur. Yolculukta sıkıntı olur, iş aksar veya kazaya sebep olacak bir durum olursa, orucu kazaya bırakmak caiz olur. Hadis-i şerifte, (Seferde sıkıntı içinde oruç tutmak, iyilik sayılmaz) buyuruldu. (Buhari)
3- Gebe ve emzikli olmak: Kendine veya çocuğuna bir zarar gelecekse, gebe ve emzikli kadın oruç tutmaz. Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, gebeyle emzikli kadına oruç tutmaması için ruhsat verdi, orucunu tehir etti) buyuruluyor. (Ebu Davud, Tirmizi, Nesai)
Emzikli kadın, kendi çocuğunu veya başkasının çocuğunu emzirse de hüküm aynıdır.
4- Açlık ve susuzluk: Kendisinde şiddetli açlık ve susuzluk meydana gelen kimse, ölüm tehlikesi varsa veya aklı gidecekse yahut hastalanıp bir zarara uğrayacaksa orucunu bozabilir.
5- İhtiyarlık: Oruç tutamayan yaşlı kimsenin, iyileşme ihtimali de yoksa tutamadığı günler için fidye verir. 30 günün fidyesi 52 kg. undur. Veya 52 kg un alacak altın da verilebilir.
6- İkrah: Oruçlu, (Orucunu bozmazsan seni öldürürüz veya bir uzvunu keseriz) diye tehdit edilmişse, dediklerini yapmaya güçleri yetiyor ve blöf yapmıyorlarsa, oruçlunun orucunu bozması mubah olur.
Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevabdır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır.
Hadis-i şerifte, (Özürsüz Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. (Tirmizi)
Mehmed Ali DEMİRBAŞ // Türkiye Gazetesi
|
|
|
|
|
|
|
Ziyaretçi Sayısı 38456 ziyaretçi |
|
|
|
|
|
|
|